Görmeden İnanmam Diyenler Okusun!



Nefsimle Münazara

    Tarih sayfalarından kimler gelmiş, kimler geçmiş... Sen de okumuşsundur belki, Aristoteles, Pisagor, Eflatun, İbn-i Sina, Hazerfan Çelebi, Fatih Sultan Mehmet, Hipokrat ve daha niceleri. Biz onları görmedik ama geçmişimizi oluşturan eserlerden tanıyoruz. Mütevatir derecesinde yaşadıkları gerçek. Babam da diyor ki: "Deden çok iyi biriydi." O, görmüş ama ben görmedim. Sence inkar etmeli miyim?

     Daha organlarımıza hükmedemeyen, nefesini ayarlayamayan, bir kaşık suda bile boğulma potansiyeline sahip olan Sen! Bu neyin başkaldırısı? Ayeti-Kerime' de Hak Teala:  "Biz insanı çok hakir bir sudan yarattık buyuruyor, sonra da ahkam kesmemize dem vurarak acizliğimizi hatırlatıyor. Gerçekten ya, biz kimiz ki boyumuzdan büyük şeylere cüret ediyoruz. Helak olan kavimleri duymuşsundur, her şeye merak saran Sen, bir zahmet bunları da bir araştırıver. Yasin-i Şerif! te (78-79. ayetlerde) "Çürümüş kemikleri kim diriltecek?" sorusuna yine ayetle "Onları ilk başta yaratmış olan diriltecek" cevap verilmektedir. Ahireti, haşri inkar edene de birçok ayetle delil getirilmektedir. (Rum-50, Fatır-9, Fussilet-39, Zuhruf-11) 

     Bir şey daha var, inanmıyorsun ya ölüme, ahirete, sıkışınca neden "Allah" diyorsun onu da anlamış değilim. Sevdiklerin elinden bir bir gidiyor, nereye gidiyorlar, madem bu kadar kendine güveniyorsun, peki neden engel olamıyorsun?

Bir de şöyle bakalım: Sevmek ayrı bir konu ama o kadar çok sevdiğin belki canını bile vereceğin sevdiğin, eşin, evladın hiç ölmedi diyelim yani uzun yaşadı, ele bakımlı, yatalak, yaş ilerlemiş, sonunu düşünebiliyor musun? 

İşte insanı hayvandan ayıran fark bir diğer tabirle insanı alayı illiyyin denilen en yüce mertebeye çıkaran niyeti ve amelleri, en aşağı mertebeye de inme kabiliyetine haizdir yapıp ettikleriyle.

Bir başka boyut, nefsine tabi olmuş, dediğinden şaşmayan, merhamet yoksunu, aklı fikri ne yesem ne içsem, nasıl eğlensem kafasında olan, hep nefsinin isteklerine boyun eğen biri olaylara madde boyutundan baktığı  ve başka da sorgulayacağı bir şey olamayacağı için " Görmeden İnanmam" türküsü çağırmaktadır.

Bak görüyorsun sadece etten, kemikten değiliz, anlat deyince anlatamadığın, adını koyamadığın o kadar çok şey var ki; duygularını, serzenişlerini, tarifini yapamadığın şeyleri bir Allah bir de Sen biliyorsun. Sen hala karşıma geçmiş neyin hesabını yapıyorsun, hesabını veremeyeceğin şeylerin yanında. 

Ölüm denen gerçek ağırına mı gidiyor yoksa ya da ibadet etmek yan gelip yatmaktan, boş hevesler peşinde koşmaktan, zaman öldürmekten zor mu geliyor. Ya da hesap gününün varlığı seni rahatsız mı ediyor!

Allah' a ve ahirete inanmayan birisi gelip (Hz. Ali olduğu da rivayet edilir) ya ahiret yoksa diyor? O mübarek zad da ben inanıyorum, ibadetlerimi yapıyorum, bir kaybım olmadı, ya varsa senin halin nicedir? şeklinde cevap verir. Şimdi ben de sana sorarım: Anadan, babadan, evlattan, sevdiklerinden kaçtığın O günde (Abese 33,34,35,36) Sen ne yapacaksın, nereye kaçacaksın?


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SINAVLARDA BAŞARILI OLMAK İSTEYENLERE DUALAR

"Bizi aldatan, bizden değildir!" Hadisi

Kalplerin Keşfi' n den Kısa Kısa